23 Mart 2011 Çarşamba

Terminatör 2: Kıyamet Günü (1991)

Orijinal Adı: Terminator 2: Judgment Day

http://www.imdb.com/title/tt0103064/

Yönetmen: James Cameron
Oyuncular: Arnold Schwarzenegger, Linda Hamilton, Edward Furlong

Tür: Aksiyon, Bilim-Kurgu, Gerilim

Ülke: ABD, Fransa
Dil: İngilizce, İspanyolca

Konu: 1997 Ağustos'unda yaşanan ve 3 milyarı aşkın insanın ölümüne neden olan olayın üstünden yıllar geçmiş ve 2029 yılına gelinmiştir. John Connor makinelere karşı insan direnişinin lideri konumundadır. Onu 2029 yılında yok edemeyen makineler şimdi yok edemedikleri düşmanlarını geçmişte yok etmeyi denemeye karar verirler ve John'un 13 yaşında olduğu döneme bir yok edici makine yollarlar. Buna karşılık John da o dönemde kendisini korumak için daha önce annesini öldürmek göreviyle geçmişe yollanan yok edici makinenin daha üst bir modelini (Arnold Schwarzenegger) geçmişe yollar. İki yok edici makine arasında John Connor (Edward Furlong) için büyük bir mücadele başlar. Bu arada henüz yaşanmamış olan 1997 Ağustos'unda yaşanacak olan felaketin mimarı olan Skynet adlı sistem de yavaş yavaş faaliyetlerini artırmaya başlamıştır. John ve onun koruyucu makinesi John'un annesini akıl hastanesinden kaçırıp Skynet'i durdurmak için işbirliğine girişirken diğer yok edici makine de John'u yoketmek için onların peşinden gitmektedir. (Kaynak: Vikipedi)

Arnold Schwarzenegger denince akla gelen iki filmden birincisi Terminator, ikincisi ise Barbar Conan'dır. Bugün Terminator serisinin ikincisini tekrar izledim. Bu film, herhalde benim kafamda Cyborg denen makinelerin sahip olduğu kötü imajın oluşmasında en önemli etken.

Filmin yönetmeni David Cameron, daha sonra Avatar, Titanic, Aliens gibi iddialı yapımların yönetmenliğini yapmış.

Oyunculardan Edward Furlong ise küçük bir çocuk. Daha sonra onu American History X'te asi dazlak bir genç olarak izleyeceğiz.

Filmin başında "Bad to the bone"un çaldığı kısım zaten başlı başına bir efsane. Şarkıyı duyar duymaz film sizi etkisine almaya başlıyor. Arnold amca motosiklete bindiği zamansa, "işte budur" dedirtiyor.

"Civa adam" ise başlı başına bir deha ürünü bence. Büyük ihtimalle Fringe'deki Shapeshifter'ların ilham kaynağı olmuştur.

Miles Dyson'ın evinde bilgisayar başında çalışırken görünen sahnede bilgisayar ekranının üstünde "bit happens" yazıyor. Forrest Gump'taki "shit happens" gibi... :)

Bir yerde "It's in your nature to destroy yourselves. / Kendi kendinizi yok etmek doğanızda var."
diyor Terminatör. Planet of the Apes'te de bu tema vardı. Maymunların bilim bakanı bunu engellemek için insanları kontrol altında tutmaya çalışıyordu. Matrix'te de benzer bir tema vardı. Matrix'teki Ajan Smith insanla virüsü karşılaştırıp, beslendiği organizmayı yok eden iki canlı türü olduğunu söylemişti.

İnsanların "kıyamet"i kendilerinin yarattığı konusunu işleyen başka bir film var mı? IMDb'den "dystopia" anahtar kelimesine sahip filmlere baktım. Wall-E var mesela, insanların yeryüzünü dev bir çöplüğe dönüştürdüğü, sonrada uzaya kaçmak zorunda kalmalarını anlatıyordu.

Neyse, filme dönecek olursak... Bazı sahneler çok göze batıyor. Başlardaki kamyonla kovalama sahnesinde, kamyon duvara çarptığında kamyonun içine manken koydukları çok net belli oluyor. Bir kaç yerde de Arnold amcanın yüzüne maske geçirmişler, Arnold'a Arnold maskesi çok sırıtmış.

"Hasta la vista baby" repliğini filmin son sahnesinde söylüyor, diye aklımda kalmış. Meğerse, sonlara yakın ama yine de epeyce önce söylüyormuş. Ama tabi filmin en karizmatik sahnelerinden birisi olduğu için akılda öyle kalıyor.

Ha unutmadan, filmin aldığı ödülleri de sayalım. Dört dalda Oscar almış: En iyi ses, en iyi görsel efekt, en iyi makyaj, en iyi ses efekti editörlüğü. İki dalda da aday olmuş ama alamamış. Ayrıca, ben izlediğimde IMDb Top 250'de 42'nci sıradaydı.

İlk film için epeyce uzun bir yazı oldu. Umarım diğerleri için böyle olmaz. Yoksa film mi izleyeceğim, yazı mı yazacağım? Ama böylesi daha keyifli sanki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder